ŞEHRİME HOŞGELDİN!
- evinsuleyman
- Apr 9, 2015
- 2 min read

Kosova`nın en büyük ve başkent olan şehrinde yaşıyorum. Kosova denildiği zaman çoğu kişi Osmanlı dönemini akla getirecektir ki Kosova, Osmanlı devlet idaresiyle ortaya çıkan şehirler arasındadır. Osmanlı hakimiyetinde gelişmesinden dolayı İslam dinini benimsemeye başlamıştır. Ancak tarihe

bakılınca Roma dönemininde etkileri büyüktür. Hiç uzağa
gitmeyelim daha bir kaç yıl önce Sırbistan`a bağlı olmasından kaynaklanan bir Ortodoks ve Katolik artışı görülmektedir. Bundan da anlayacağınız gibi şehirde hem kocaman görkemiyle katedraller hem de her köşede tarih kokan camiilere denk gelmeniz çok normal. Günde beş vakit ezan sesi duyulan ve her Pazar kilise çanlarıyla uyanılan bir şehir burası. Özelliklerinden kısaca bir bahsedeyim: Batısında Türkler’in en çok bulunduğu Prizren, doğusunda ise Makedonya başkenti üsküp bulunmaktadır. Priştine, 1. ve 2. Kosova Savaşlar’ının yapıldığı bölgede yer aldığı için önemli bir hale gelmektedir. Ancak Priştine Slav ve Batı tarzı bir anlayış benimsediği için, Osmanlı görünümünden uzun yıllar once sıyrılmıştır. En kötü yanı tarih eserlerinin korunmamış olmasıdır. Kosova için en önemli tarih 17
Şubat 2008 bağımsızlığın ilaan edildiği gündür. Şehrin merkezinin yakınlarında o gün merkeze getirilen “NEW BORN”yazısı hala durmaktadır ve her yıl yeni bir tasarım ile ortaya çıkmaktadır. İlk sene üzerinde vatandaşların kendi isimlerini yazmaları izin verilmişti. Ancak bütün ülkelerden hala tanınmamış olması, Sırpların Kosova’yı hala kendilerine bağlı olarak görmesine neden oluyor. Nüfusumuz 200.000 civarındadır. Diğer şehirlerinde olduğu gibi burada da çok etnikli bir yapı göreceksiniz. Arnavutlar, Türkler, Boşnaklar, Sırplar ve Romlar bulunmaktadır.

Bu şehir kendini Balkan tipi şehir görünüşünden biraz soyutlamıştır, daha Batı tarzı bir yapılanma benimsemiştir. İşte tam da bu yüzden dışarda istendiği saatte gezilmesi rahat bir şehirdir. Bir de karşıdan karşıya geçerken arabaların durmasın şaşırmayın, yol sizin. Trafik ışıkları olan bölgelerde kırmızı ışığı beklemeyi unutmayın! Ancak 5 sularında araba kullanmamanızı tavsiye ederim. O trafikte istediğin yere istediğin zamanda ulaşamayacaksın,zaten küçücük bir şehir, her yere yürüyerek gidebildiğin bir durumda araba neden?!


Bu şehire kışın da gelseniz, yazın da gelseniz gezebileceğiniz ve eğleneceğiniz mekanlar bulacağınıza eminim. Dizlere kadar kar görmeyi sevenler, bu şehir size göre. Benden tavsiye Yılbaşına doğru gelin. Süslemeler, kutlamalar…bu şehri başka bir duruma getirtdiği kesin. Ancak yok kar sevmiyorum, ben gezmek tozmak, gecelere akmak istiyorum diyorsanız…Yaz da senin mevsimin arkadaşım. Akşam dışarı çıktığında bu kadar insanın bu küçücük şehire nasıl sığdığına anlam veremeyeceksin. Genç nüfusun neredeyse tamamı, özellikle Cuma akşamları sokaklardadır. Şeş (sheshi) diye adlandırılan meydanda bir tur atılır, ardından ucuz ancak görkemli ve birbirleriyle adeta yarışan kafelerden birinde oturulur. Oradan da kulüplere geçilir. Daha gelişmekte olan bir ülkenin,
şehrin gece hayatına inanamayacaksınız. üstelik bütün geceyi ,kulüpe giriş de dahil 5 euro ile kurtarabilirsiniz. Ha unutmadan söyleyeyim de, kafede oturuyorsanız eğer bir kapuçino siparişi verin. Kahvenin ne olduğunu keşfedin. Burdan sonra başka yerlerde pek kahve içebileceğinizi sanmıyorum. Gece hayatı veya kalabalık bana göre değil diyenlerdenmisin. Priştine onları da düşünmüş ve yürüyerek te gidebileceğin Gırmi Ormanı var. Tam da yanında göl suyundan oluşan kocaman bir havuz. Bende oralarda yaşıyorum işte. Yemyeşil, arabalardan uzak, kalabalıktan uzak…Mahalle kültürü gelişmiş olan, Arnavutların çoğunlukta bulunduğu bölge. Ayrıca söylemeden geçemeyeceğim, geceleri müthiş bir manzarası olan bir bölge. Oraya ait bir fotoğraf paylaşayım sizinle.

Gezilecek yerler üzerine daha sonra bilgilendirme yapacağım ancak Priştine hakkında genel bir görüşünüz, geldiğinizde ne ile karşı karşıya kalabileceğinizi bilin istedim. Merkezdeki modern yapılanma, mahallelere doğru gidildiğinde eski evler ile Osmanlı görünümü, yeşilliği ile bir sürü parkı, ucuzluğu ve eğlencenin karışımıyla küçücük bir ülkenin küçücük şehri Priştine’ye Hoş geldin.
Comments